Normalde özgürlük alanımız olan, yoğun stresten kaçarak sığındığımız evlerimizde bu sefer, bin bir stresle, bilinmezlikle , endişeyle, televizyon karşısında ölüm çetelesi tutuyoruz. Çetele büyüdükçe daha da ufalıyoruz koltuklarımızda.
Alice in Nightmareland, episode I. Hoşgeldik.
Bu fırtınada dengemizi kaybetmemeye çalışırken, bol sisli, yer yer işsizlik, yağışlı bir nisan ayı bizi beklerken nefes almak mümkün mü? Neye tutunacağız, kara nerede?
Biz mülk edinme dalgasının,
sırtında yaşayanlardık;
gerçekten, dalganın kayalara vurmayacağına
ve boğulmayacağımıza mı inandık?*
Harika ülke nerede Alice?Konuş bizimle artık. Harikalar olsun. Olmaz dediklerimiz olsun. Ama bu son haftalardaki gibi değil, sağdan sağdan gelmesin o yumruklar. Sol elim, güzel elim, canlansın yine. Elimi uzattım sana sen de uzat yanındakine, nefes alalım. İlk derin nefesle başlayalım…
*Ursula K. Le Quin, Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak, Dalgaların Sırtında