Merhaba plaza ve ofis çalışanı, size çalıştığım fabrikadaki bir günü anlatmak istiyorum.
9 Ağustos 2018, kur krizinin patladığı gündü. İş planımı yapıp günlük notlarımı aldım, sonra da her gün izlediğim dövizin alık takip edildiği internet sitesini açtım ve gözlerime inanamadım. Kur sabahın erken saatlerinde bir önceki güne göre %7 artmıştı ve hızla yükselmeye devam ediyordu.
Ki çalıştığım fabrika ülkenin ciddi üreticilerinden biri, mamüllerimizin hammaddesinin ciddi bir kısmı ithal mamul ve bunları işleyerek ağırlığı iç piyasa olmak üzere üretimini yapıyoruz.
Bu noktada kurun artmasıyla maliyet muhasebesi çalışan arkadaşlar ne yapacağını şaşırdı. Üretilen mamüllerin hammaddeleri ithal olduğundan arkadaşlarımızın elleri kolları bağlandı. Bugün hatalı maliyetle satışı planlanan ürünlerin satış bedeli, aynı mamülü üretmeye yetmeyebilirdi.Döviz kurunun dengeli gitmemesiyle maliyet oluşturulamadığından süresi belirsiz bir zamana kadar iç piyasadan sipariş alınmaması, zarara iş yapmaktansa iş yapmamanın daha karlı olduğuna karar verildi.
Şu anda daha önce alınan siparişler üretiliyor ama 2 hafta sonra hatlar duracak. Şu an çoğu üretim yapan fabrika da bu durumda. İç piyasa siparişleri durdu. Sadece ihracat siparişleri işleme alınıyor. Eğer firma ihracatçı değilse yandı gülüm ketenhelva. 2 hafta daha kurlar yine oynak olmaya devam ederse Türkiye’de makinalar susacak.
Bu noktada önce ücretsiz izin, sonra da fabrika kapatmalar başlayacak. İşsizlik tavan yapacak ve artan maliyetler yüzünden süpermarketlerdeki ürünler de kur oranında zamlanacak. Hayat pahalılığı artarken işsizlik de artacak liranın alım gücü düşecek.
Plaza ve ofis çalışanı dostlarım, hepimiz bir işsizlik riski ile karşı karşıyayız. Daha önce sitemizde yazdığımız özel sektör borç krizi, kur krizi ile birleşti. Hem enflasyon hem de derin bir durgunluk yani stagflasyon çıkması kaçınılmaz. Şu anda bile asgari ücretin dolar karşılığı, Çindeki eyaletlerin %80’inin altına inmiş durumda. En kalbur üstü ücret alanlarımız bile yurtdışı tatil planları varsa iptal etti.
Yaşanan kur krizinde ülke dışından gelen yaptırımlar gözardı edilemez ancak bu krizin başlıca sebebi ithalata dayalı sürdürülemez modeldir. İthalat ile ihtiyaçlarını karşılayan ekonomiler yurtdışından gelecek rüzgarlara karşı dayanıksızdır. Türk lirası cinsinden kazandığımız ücretlerimiz, her geçen gün erimekte ve erimeye de devam edeceğe benzemektedir.
Ne var ki bu krizin faturası büyük olabilir ancak sebebi biz çalışanlar değiliz. Yağlı ihalelerden semiren şirketler sermayelerini yurtdıına kaçırırken, ülkenin dev firmaları borç yapılandırmasına giderken, vergi afları alırken halk ile aynı gemi değildiniz. Krize soktuğunuz ekonominin faturasını bize kesemezsiniz. Bu enkazın bedelini kuş kadar ücretlerle biz ödemeyeceğiz. Biz ayrı gemilerin sınıflarıyız. #AynıGemideDeğiliz
Bu fırtınalı günlerden sağsalim geçebilmek için işten atılmalar yasaklansın.
Sevgi ve Dayanışmayla
Kaç Bize Gel